30 Mart 2010 Salı

E.l.f Stüdyo Serisinde İndirim




Daha bu sabah e.l.f'ten gelen siparişim hakkında yazı yazmıştım.
Mailime gelen bu indirim haberini de sıcağı sıcağını paylaşmak istedim.
E.l.f stüdyo serisinde %20 indirim yapmış.
İndirim kodu yukarıda yazıyor.
Sipariş vermeyi düşünenler geç kalmasın derim ;)

İndirim kodu  15 GBP ve üzeri için geçerli...

Bonny Food Siparişim



İnternette ve TV'de gördüğümüz reklamlardan sonra bonny food artık iyice yerleşti hayatımıza.

Maksadım bonny food'u tanıtmak değil.

Daha önce şu yazımda kendisinden bahsetmiştim zaten.


Bir kaç saat önce çalıştığımız bir firmadan önemli bir kişinin doğum günü olduğunu öğrendim.

İlk olarak aklıma bildiğimiz çiçekler geldi.

Başladım çiçek satışı yapan siteleri aramaya.

O arada pofidik şekerim girdi msn'e.

Dedim ki benim bir derdim var pofişim.

Çiçek yollamam lazım ama gül yollasam sevgilim değil, mevsim çiçeği yollasam basit kalır, en iyisi orkide almak.

Ama orkideyi de gözümle görmeden nasıl göndericem.

İthal değilde yerli yollayabilirler.

Benim pek zeki arkaaşım pofiş dedi ki o zaman sen en iyisi bonny food yolla.

Ayy dedim ne akıllısın kuzuuu..

Bonnyfood sanki sevgiliye,anneye,kardeşe,arkadaşa yollanırmış gibi geliyo ama bence bu tür durumlarda çok risksiz bir seçenek.

Ayrıca çok ta farklı.

Benden önce kek çiçek yollayan birisinin olduğunu düşünmüyorum.

Diyeceğim o ki pek fazla samimi olmadığınız kişilere, özel günlerinde bonnyfood'dan kek  çiçek gönderebilirsiniz.

Benim seçimim pinky'den yana oldu.

Hem pembe hem de kendisi haftanın ürünü seçilmiş ve indirimde.

Bu gün öğrendiğime göre her hafta farklı bir üründe belirli bir indirim varmış.

Umarım sağsalim teslim edilir de kazasız belasız sıyrılırım bu işten ;)


Bu arada inanılmaz heyecanlıyım birilerini mutlu edicek bir şeyler yaptığımda o çook mutlu oluyorum,sizde de böyle oluyo mu  (:


Edit :  Sipariş sağ salim sahibine ulaşmış , çok ta beğenilmişş...



Yine Yeni Yeniden e.l.f

Geçtiğimiz haftalarda e.l.f'in free shipping uyglamasından haberdar olunca hemen başladım ürünleri araştırmaya.




Bronzer ihtiyacım vardı fakat renk konusunda bir türlü karar veremeyince  MissEinstein koştu yardımıma.

Aklım hep warm bronzerdaydı ama renginin koyu geleceğini düşündüğüm için cesaret edemiyordum.

Fakat warm'ın çokta koyu olmadığını öğrendiğimde atıverdim sepete.

Zaten yakın bir zamanda bronzer ile ilgili bir post hazırlayacağım.

Aldığım diğer iki allık ise shy ve glow biri pembe diğeri şeftali tonlarında...





Bronzer ve allık işini hallettikten sonra sıra geldi bir çok blogda methini duyduğum e.l.f fırçalara.

Bu fırçaları stüdyo serisinden seçmeye özen gösterdin.

Çünkü bu serinin daha başarılı olduğunu düşünüyorum.

1 numara pudra fırçası.

2 numara açılı fondöten fırçası ama bunu allık için de kullanmayı düşünüyorum.

3 numara complexion brush diye geçiyor bence pudra ve bronzer sürümünde kullanılabilir.

4 numara gördüğünüz gibi beyaz renkli ve stüdyo serisi değil. Bu fırça da fondöten fırçası fakat fırça çok büyük olmadığı için concealer uygulamalarında da kullanmayı düşünüyorum.

5 numara da makyaj çantam'ın övgüyle bahsettiği eye shadow brush.

Bu fırçadan çok memnun olduğunu yazdığı için bende gözüm kapalı verdim siparişi.

Ürünleri kullandıkça yorumlarımı sizinle paylaşacağım.

Bu sabah sevgili laçin'de e.l.f ile ilgili çok güzel bir yazı yazmış bir göz atın derim.

PS: Paketim 10 günde elime ulaştı.

29 Mart 2010 Pazartesi

Be-Yu Catwalk Eye Lights

Tekrar merhabalar,

Bu gün size uzun zamandır kullandığım Be-Yu ürünlerinden bahsetmek istiyorum.

Be-Yu markasını yaklaşık 3 sene önce Pofidik Şekerim sayesinde keşfettim.

Ankaradaki optimum AVM'de bulunan pino kozmetikte standı var bu markanın.

Be-Yu bir alman markası.

Başta,göz kalemlerine vurulduğum bu markanın bir çok ürününü kullandım.



İlk olarak bir kaç hafta önce aldığım  Catwalk Eye Light isimli üründen başlamak istiyorum.












İçerisinde bulunan renkler çok çok açık.

Neredeyse hepsi beyaza yakın.

Ve ışıltılılar.







Günlük makyajımda göz çevreme concealer uyguladıktan sonra renklerden herhangi birini bütün göz kapağıma sürerek aydınlık bir görüntü elde ediyorum.


Ya da  sadece göz pınarımı aydınlatmak için kullanıyorum.





Pembelere yakından bakalım....












Sol baştan;

Beyaz, Açık Pembe, Koyu Pembe ve Yeşil.


Aslında renk tonları birbirine çok yakın.

Sadece Yeşil  hafif altın rengi ışıltılar içeriyor.


Yazın çok fazla koyu renk makyaj yapmam göz çevremi aydınlatır, yanaklarıma pembe bir allık sürerek günlük makyajımı tamamlarım diyenlerdenseniz size uygun olabilir.

Ankaradaki pino kozmetik dışında istanbul çengelköydeki maxi alışveriş merkezinde bulunan bir kozmetik firmasında daha satıldığını gördüm.

Ürünleri orada deneyebilirsiniz.

Ürünün  fiyatı 20/22 TL civarında.



Markaya ait diğer ürünler hakkında buradan deteylı bilgi alabilirsiniz.

Ayrıca itsbeauty'de yer alan yorumlara da bakabilirsiniz.


Bu sitede ise bir çok ürünün satışı var fakat siteden daha önce alışveriş yapmadığım için tavsiye edemem :(


İyi Haftalar Herkese




Bu sabah resmen gözlerimle savaşarak attım kendimi ofise.

Yeni haftayı  böyle karanlık bir günle karşılamaktan hiç hoşlanmadığımı söylemişmiydim size.

Zaten haftasonundan kalma bir yorgunluk var,bir de üstüne iç karartıcı hava ohhhh tamm benlik.

Dün kuzenimin nikahı vardı.

Evlenmek ne kadar zormuş anladım.

Kuaför, fotoğrafçı,şuncu,buncu derken koca bir gün yetmedi bize.

Bana da prova oldu bütün bunlar.

Hem dee nikah şahidi oldum...

Öyle zormuş ki o masaya oturmak.

Allahım sanki ben evleniyorum,nasıl heyecanlandım anlatamam.

Bir de bu güne kadar gittiğim nikah ve düğünler toplasan bir elin parmağını geçmez.

Ben öyle düğünde, bayramda pek ortalarda görünmediğim ve sık sık saç rengimi de değiştirdiğim için,

salonda herkes önce bana baktı, sonra yanındakine dönüp bu kız kimin taraftan die sordu (:

Millet gelin ve damattan çok benim dedikodumu yaptı.

Nikahtan sonra bütün her şey bitti sanıyorsanız işte orda yanıldınız.

Ardından başladık takı merasimine.

Aldım elime bir kutu iğne başladım gelene geçene uzatmaya.

İğneyi verdikten sonra kurtuldum sanma sakın.

 Herkes öpmek istiyor.

Şu türk milletinin birbirini öpmekten aldığı zevki başka hangi ülkenin insanları alıyordur acaba ?

Düğünmüş,nikahmış bunlar boş işler diyerek tuttum evin yolunu (:

Ayrıca gün boyu aç aç dolaşmaktan guruldayan midem de isyanlardaydı.

Yemeğimi güzelce yedikten sonra rejimin tam 7. gününde çıktım bizim basküle.

Sonuç istediğime yakındı.

Geçtiğimiz hafta 63 kg,

Bu hafta ise 61.7 kg.

Hedefim haftada 1,5 kg dı zaten.

Yukarıda gördüğünüz güneşli günlere çok çok az kalmışken kıştan kalma fazlalıklarınızdan bir an önce  kurtulun derim.

Çok katı diyetler yapmaktansa, her şeyden azar azar yiyerek zayıflamaya çalışın.

Güzel görünmek adına sağlığınızı riske atmayın.



PS: Bu karanlık günde biraz içimiz açılsın, şöyle güzel resimlere bakalım derseniz tık.









25 Mart 2010 Perşembe

Reebok Easy Tone

Kış bitti bitecek derken bahar geldi bile.

Mart ayının son günlerini yaşarken havalar da yavaş yavaş ısınmaya başladı.

Kışlık kıyafetlerimizi yavaş yavaş kaldırmanın zamanı geldi sanırım.

Geçtiğimiz hafta yazlık kıyafetlerimi giymeye kalkışınca bütün kış biriktirdiğim yağların farkına vardım.

Her bayanın yaptığı gibi bu pazartesi rejime başladım.

Pazar akşamı tok karna 63 kilo gösterdi beni bizim baskül :(

Ertesi sabah bitki çayları,çubuk krakerler ve light ürünlerden oluşan alışverişimi yaptım.

Fakat yediklerime dikkat ederek olacak bir şey değil bu.

Bütün kış totomuzun üzerinde oturduk.

Yediğimiz içtiğimiz bizimle bir bütün oldu artık.

Bunun içinde her sabah erkenden kalkıp 40 dakika yürüyüş yapmaya karar verdim.

Reebokla konunun ne alakası var diye düşünebilirsiniz...

Hemen açıklama kısmına geçiyorum.

Yürüyüşe başladığım ilk gün spor ayakkabılarımın ne kadar rahatsız edici olduğunun farkına vardım.

Ve hemen internetten yürüyüş ayakkabısı araştırmaya başladım.

İlk olarak aklıma adidas geldi ama sitesinde gözüme hoş gelen bir yürüyüş ayakkabısı bulamadım.

Daha sonra reebok'ın bilgilendirme maillerini hatırladım.

Hemen mail box'ıma ışınlanıp yazılanları tekrar tekrar okudum.

Resimde gördüğünüz Reebok Easy Tone modellerinden biri.








Hem klasik yürüyüş ayakkabıları gibi çirkin değil hem de pembe (:



Ayrıca vaadettiği bir çok şey var.

Web sitesinde yer alan açıklamalara bir göz atalım isterseniz ;


Her adımda daha güzel bir kalça ve daha güzel bacaklara doğru. EasyTone Inspire ile kumsalda yürüme hissini veren patentli taban teknolojimiz sayesinde daha da sıkı bir vücuda kavuşacaksınız

EasyTone teknoloji hemstring, baldır ve kaba et kaslarında %28'e varan oranlarda daha fazla kas aktivasyonu sağlar.

Hafif ve nefes alabilir özellikte, koşu amaçlı tasarımlı, sentetik/ağ malzemeden üst kısım

Özel tasarım Women's Specific Last teknolojisi bayanların ayaklarına daha iyi uyum sağlamak için geliştirilmiştir

SmoothFit dikişsiz tasarım sürtünmeyi minimum düzeye indirir ve tahrişi azaltır; çıkarılabilir antibakteriyel tozluk ise ortotik açıdan sağlıklıdır.



Benim aradığım bir çok özellik bu ayakkabıda mevcut.

Zaten adidas'ın satın almasından sonra çok fazla dikkatimi çeken reebok bu güzel ürünleriyle de gönlüme girmeyi başardı.

En kısa sürede alıp deneyimlerimi paylaşmak istiyorum.

Sevgiler....







TBS Yağlı Saçlar İçin Isırganlı Şampuan Ve Saç Kremi

Eveet başlıktan da anlayacağınız üzere saçlarımda yağlanma problemi var.

Ben saçlarımın hiç bir zaman bu kadar çok yağlandığını hatırlamıyorum.

Yıkamasam çektirdiğim fönü 5 gün kullanabilirdim, o derece yani.

Ama sanırım ben çok sık yıkadığım için saçlarım yağlanmak zorunda kaldılar.

Ya da bunu tetikleyen başka faktörler var...

Ankamall gezimizde Body Shop'a attık kendimizi.

Uzun süredir denemek istediğim şampuanın %30 indirime girdiğini görünce daha fazla dayanamayıp attım sepete.

Zaten Pofidik Şekerim bu şampuanı denemiş ve memnun kalmıştı.

Saçlarımda  balyaj olduğu için saçlarımı sertleşetireceğinden korktum.

Onun içinde yine ısırgan özlü saç kremini önerdiler.










Şampuan ve saç kremini yaklaşık 15 gündür kullanıyorum.

Özellikle ilk kullandımda çok fazla etkisini gördüm.

Bilerek saçlarımı 4 gün boyunca yıkamadım ve hiç yağlanma olmadı.

Bir sonraki kullanımımda saçlarımı biraz daha yumuşatmak için burada bahsettiğim maskeyi uyguladım.

Bu yıkamadan sonra 3 gün içinde saçlarımda yağlanma başladı.

Maskeden mi kaynaklandı yoksa saçlarım bu şampuana da alıştı o yüzden mi yağlandı bilmiyorum.

3 gün zaten benim için rekor bir süre saçlarımı gün aşırı yıkamaya alıştım, yıkamayınca çok rahatsız oluyorum.

Saçlarınızdaki yağlanmadan dolayı her gün yıkamak zorunda kalıyorsanız bence bu şampuanı denemelisiniz.

Yalnız pofişimin söylediği bir şey var bu şampuanı kullandıktan bir süre sonra saçlar alışıp tekrar yağlanmaya başlıyormuş.

Bu kutuları bitirince kısa bir süre eski şampuanıma dönmeyi planlıyorum.


Üürünlerin boyutlarına gelecek olursak ;

Elime ilk aldığımda çok küçük geldi gözüme.

Şampuan 400 ml, saç kremi ise 250 ml.

Ancak avucunuza döktüğünüz küçücük şampuan çok güzel köpürüyor.

Saçlarımın gıcır gıcır olduğunu hissediyorum.

Ayrıca saç kremi de gerçekten çok başarılı.

Benden bu kadar, denemek isterseniz şu an %30 indirimin devam ettiğini sanıyorum çünkü geçtiğimiz günlerde bir set daha aldım...






23 Mart 2010 Salı

YSL Blush Variation 16


Merhabalar,

Bu sıralar canım çok sıkkın olduğu için hep iç karartıcı şeyler yazıp sonra da yayınlamaktan vazgeçiyorum.

Bi kaç güne düzelirim sanırım.

Bu arada  tükkan'a ysl allık ekledim. Haber vermek istedim.

Koskocaman öpücüklerr...

19 Mart 2010 Cuma

En Sevdiğim Kolyeler Mimi

Geçtiğimiz hafta Pofidiğim Şekerimin bana gönderdiği kolyeler mimi.

İşte bu mimi yapmaya ancak fırsat bulabildim ve en sevdiğim kolyeleri birer birer fotoğrafladım.







İlk olarak ankara tatilimin hediyesi olan kolye ile başlamak istiyorum.

Daha önce yazdığım postlarda anahtar kolyelerden bahsetmiştim.

Pofişimde yememiş içmemiş bana bu güzelliği almış.

Çok ama çok güzel bir sürü anahtar,eiffel ve fiyonk var daha ne olsun.

Almak isteyenler Yargıcı'da bulabilirler...





Bu kolyeyi gördüğüm anda atladım üzerine.

Daha etiketini çıkarmadan astım boynuma.

Tam bir tatil kolyesi.

Fotoğraf makinesi bile var (:

Oysho'dan bir kaç ay önce almıştım ama belki de bulabilirsiniz....








Şu narin bebeği ise pofidik şekerim kendi elcağızlarıyla yapmış ve bana göndermiş.

Danteli,kurdelası ne kadar da datlı dimi.

İşte bunu hiç bi yerde bulamazsınız,çünkü bana özel ;)











Accessorize'dan bir daha kolye almak yok diye kendime kaç kere söyledim hatırlamıyorum çünkü hemencik kararıyolar ama gönül bu ferman dinlemiyo ki.

Sevdim işte....







Şuuu minniş kalp kolyeyi de aslında ilk olarak ajda pekkan'da görmüştüm.

Küçücük oluşu o kadar çok hoşuma gitmişti ki...

Gel gelelim hiç bir kuyumcu da istediğim boyutunu bulamadım.

Ama benim minik kuzum bulmuş...

Zaten bu güzelliğin gelişini şu yazımda sizlerle paylaşmıştım.

Velhasılll hepsini çok seviyorum.







Hadi bakalım bayanlar çıkarın en sevdiğiniz kolyelerinizi....


18 Mart 2010 Perşembe

Benefit '' Benetint''


Bu gün ki kaçıncı postum hatırlamıyorum...

 Geçen haftanın acısını çıkarıyorum sanırım  (:

Ankara tatilimde yaptıklarımı,denediklerimi sıcağı sıcağına paylaşayım ki unuttuğum detaylar olmasın.

Ankamall gezimizde sephora da uzun uzun vakit geçirdik pofişimle.

Benim aklımda Nars ''orgasm'' ve Benefit ''benetint'' vardı.

Ankamall sephorada Nars standı olmadığını duyunca büyük bi hüsrana uğrayarak attım kendimi benefit'in standına.

Muacığımdam rica ettim benetint ile yanaklarımı pembeleştirmesini.

Bir iki fırça darbesiyle sürdü  benetinti, ardından elleriyle ovuşturmaya başladı suratımı.

Hareketlerinden anladım ters giden bir şeyler olduğunu.

Aynaya bakabilir miyim dedim.

Sizin cildiniz çok kuru sanırım dedi.

Yoo benim cildim  yağlıya dönüktür ama Ankara'nın suyu bana pek iyi gelmedi biraz pullanma yaptı dedim.

Neyse aynaya bakmamla suratımdaki palyaço makyajını görmem bir oldu.

Fırça izleri sürdüğü gibi kalmıştı yanağımda. 

Oysa ki benim benetintle ilgili ne hayallerim vardı.

Yazın yanaklarıma sürüp heidi gibi dolancaktım ortalarda.

Velhasıl hiç hayal ettiğim gibi durmadı benetint yanaklarımda.

Yüzümde clinique perfectly real fondöten vardı ondan mı kaynaklandı yoksa benetintin kendinden mi bilemedim...


Heidi gibi yanaklara sahip olmak için allık arayışına devam ediyorum  (:


Garnier Kafeinli Göz Roll-On



Reklamlarda sık sık gördüğümüz bu ürünü yaklaşık üç haftadır kullanıyorum.

Ağlamayı çok seven bir insan olduğum için gözlerim sık sık şişer.

Bir de sinüzitten dolayı göz çevremde çok fazla ağrı ve hafif kararmalar olmaya başlamıştı son zamanlarda.

Bu tür problemlerim olduğu için denemek istedim.



Garnier Kafeinli Göz Roll-on der ki ;

Göz altı torbaları ve halkalarına karşı, Avrupa'da 2009 yılın ürünü! Masaj yapan bilye şişkinliği indirir, anında serinletici etki yapar. Doğadan gelen yorgunluk karşıtı formül. Mikrosirkülasyonu harekete geçirici etkisi bilinen kafein, göz altı torbalarını indirmeye yardımcı olmak için seçilmiştir. Doğanın hazinesi üzüm antioksidanları cildin gençliğini korumak için dış etkenlerin başlattığı ciltteki oksidasyon sürecine karşı savaşır.



Benim deneyimlerime gelecek olursak;


Ürünü ilk kullandığımda en çok dikkatimi çeken şey anında bir ferahlama sağlaması oldu.

Göz çevrenize sürdüğünüzde serin serin hissediyorsunuz.

Ayrıca ürünü uyguladıktan sonra concealerınızı göz çevrenize sürdüğünüzde daha doğal bir görüntü elde ediyorsunuz.


Tabiki bunu göz çevresi  nemlendiricileriyle de sağlayabilirsiniz.

Fiyat performans açısından değerlendirecek olursak bence verdiğiniz parayı hak eden bir ürün.


Sevgilerimle...






Alice Harikalar Diyarında


Bir önceki postumda da belirttiğim gibi iki günlük ankara gezimde hiç bir şeyden geri kalmayıp bir de sinemaya gittim.

Pofidik şekerimle birlikte gişelerin önünde filmler arasında gidip geldikten sonra alice'te karar kıldık.

Açıkçası ben daha renkli bir film bekliyordum.

Epey karanlık, kırmızı,siyah ve beyaz renklerin hakim olduğu bir film.

Hatta sinemadaki çocukların çoğu ağlayarak çıktılar filmin ilk yarısında.

{ Küçük çocuklara uygun bir film olduğunu düşünmüyorum }

Pofidik şekerim de onlar gibi epey bi mızmızlandıktan sonra filmi izlemeye ikna oldu.

Kırmızı kraliçenin sarayında yer alan kalpli detaylar çok tatlıydı.

Beyaz kraliçeninde her an bale yapar edasıyla yürüyüşü (:

Öyle aman illa ki gidin, süper bi film,şiddetle tavsiye ediyorum diyemem ama kendi adıma konuşacak olursam ben bu filmi sevdimmm gibi...


17 Mart 2010 Çarşamba

Ankara Rüzgarı.....







Havaalanından adımımı atar atmaz etraf miss gibi kavun kokuyodu dedim ki  pofişim gelmiş beni bekliyo her yer mis gibi.

Bir elimde bavul diğer elimde telefon pofidik hanımın arabasıyla yavaş yavaş gelmesini beklerken anladım ki çoook özlemişim.....

Bu güzel çiçekler ve balonlarla süslenmiş araba,her şey her şey benim içindi.







Kocaman kucaklaşmalar,öpüşmeler ile odaya gelindi.

Ve İlk pozlar verildi.







Tabiki de yanımızda nurpiş hanımda vardı.

Havaalanından eve gelene kadar bana surat yaptı.

Sen istanbuluna git ankaraya gelme dedi.

Ama eve girer girmez tam bir u dönüşü yapıldı.

Hediyeler verildi.

Çikolatalar yenildi.

Bavullar yerleştirildi.








Geride kalan 5 yılın alışkanlığı olsa gerek.

Her şeyden ikişer tane alındı.

Pijamalar, çoraplar,t shirtler....

Pijama partisine yetişemeyen nurperi hanımın arkasından kahkahalar atıldı.

Hanım efendinin dedikodusu yapıldı.






Beypazarı ve anıtkabir gezileri iptal edilip tabiki de ankamall'e gidildi.

Ordan dönüşte olmazsa olmazımız optimuma'a uğrandı.

Otoparkta pozlar verildi.

Yaptırılan makyajın havası atıldı.






Pofidik hanımın çalışma masasının  başında blogluk pozlar verildi.

O minik ellerle yüzler kapatıldı.


Her gece yatmadan önce atıştırmalık tabaklar odaya getirildi.

Ali naziğin yanında çilekli süt içildi.

Gözler uykudan kapanıncaya kadar konuşuldu..

Sinemaya gidildi.

Yetmedi kına gecesine gidildi.

Kısacası 3 güne çok şey sığdırıldı.









Ayrılık vakti geldiğinde gök yüzü karardı.

Rüzgar şiddetle esmeye başladı.

Suratlar asıldı.

Dudaklar büzüldü.










Zoraki pozlar verildi.

Ayrılık vakti yaklaştıkça baş ağrıları arttı.

Göz pınarlarına biriken yaşlar çoğaldı.

Ama geçen her saniye çook güzeldi.

Bu güzel dostluğu bana armağan ettiği için rabbime binlerce kez şükürler olsun....


Not: Eksikliğini fazlasıyla hissediyorum.

Kolumu bile kaldırmak istemiyorum geldiğimden beri.

Hüzünlü şarkılar dinleyip iyice bunalım takılıyorum (:



11 Mart 2010 Perşembe

Servis Dışıyız Biz (:







Yazıııyorrrrrr yazıyorrrrrrrrrrr!!


Pembe kiraz ankara'ya gidiyor.

Eski günlerdeki gibi koyun koyuna uyuyup ortalığı birbirine katıp...hasret gidermeye gidiyorr!!...

luppii....

biz 4 güncük yokuz blog dünyası bizi özleyin..


imza: PembeKiraz & Pofidik Şeker

Tükkana eklediklerim



Tükkan'a eklediğim yeni ciciler var bakmak isterseniz tık tık

Yaratıcı Blogger Ödülü



Günaydınlar herkeslere.

Bu hafta inanılmaz yorgun ve bitkindim yazı yazmaya bile halim yoktu.

Yazacak bir sürü şey birikti.

Öncelikle   Pofidik Şeker ve Siyah Prenses'ten gelen bu güzel ödülü yazmak istedim.

Bu güzel kızlara ödüllerini benimle paylaştıkları için çok teşekkür ediyorum.

Bu ödülün kurallarına gelecek olursak;

- Sizi ödüllendirene teşekkür edin.
- Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın.Ödülün logosunu yayınlayın.
- 7 yaratıcı blogger ödüllendirin.
- 7 blogun linkini yayınlayın.
- Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin.
- Kendiniz hakkında 7 ilginç şey yazın.



Ben listeyi tamamladım sanırım sadece aşağıdaki  bayanlara haber vermek kaldı ;)












 












8 Mart 2010 Pazartesi

Sadece Bu Güne Özel Kampanya

Günaydınlar, herkeslere iyi haftalar diliyorum.

Umarım hepiniz çok güzel bir hafta sonu geçirmişsinizdir.

Yeni haftaya bomba gibi başlayalım istiyorum.

Bu hafta pofişimin yanına gideceğim için ben zaten inanılmaz mutluyum...

Hepinize en az benimki kadar mutlu,huzurlu bir hafta diliyorum.

Çünkü mutluluğu fazlasıyla hak ettiğimizi düşünüyorum.

Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun fıstıklar.

Bu arada bütün mağazalarda promosyonlar,indirimler devam ederken ben de kendi adıma bir kampanya yaptım.

Detaylar için buraya ...





Biraz önce miss dior cherie'yi ekledim,sizin olmasını istiyorsanız acele edin derim...

4 Mart 2010 Perşembe

She Wolf'un Hediyeleri




She Wolf'un Dünya kadınlar gününe özel hazırladığı bu hediyeleri kazanmak isterseniz tık.

Bu arada gördüğünüz gibi iki paket var,yani kazanma şansınız çok yüksek.

Bol şanslar kuzular.


Yok mu Pembe Kiraz'a Yardım Eden


Dün makyaj malzemesi bu gün makyaj masası sonumuz ne olcak bakalım (:

Gören de zanneder ki makyajsız dolaşmam.

Makyaj malzemelerini de makyaj yapmayı da çok severim ama bu kış doğru düzgün rimel bile sürmedim.

İnanılmaz bi üşengeçlik var bende.

Biraz da sivilce problemi oldu sanırım o da engelledi beni.

Korkuyorum sürekli makyaj yaparsam tekrar sivilce oluşur diye.

Havalar da ısınmaya başladı, her yer rengarenk olcak bende güzel güzel süslenir püslenir dolaşırım bu yaz.

Odama da biraz renk katmak istedim ve resim de pek te belli olmayan masayı yaptırmaya karar verdim.

Arka kısmında farklı renk mermer olduğu için pek belli olmamış ama kahverengi çerçeveli olan işte benimkisi.

Ortasında bisazza cam mozaik var kenarlarında da benim en çok sevdiğim mermer.

Fakat ayak kısmını nasıl yaptırayım bilemedim.

O yüzden size danışmak istedim bütün önerilere açığım.

Bu kadar yaratıcı blogcu arkadaşım varken benim sırtım yere gelmez.

Hadi bakalım yardımcı olalım pembe kiraz'a...

3 Mart 2010 Çarşamba

Pembe Kiraz'a Geçmiş Olsun (:


Özel istek üzerine yazılmış bir postla tekrar karşınızdayım.

Bu kış ugg'larımı hiç ayağımdan çıkarmadım diyebilirim.

İnsan onların rahatlığına alıştıktan sonra başka ayakkabı giymek istemiyor gerçekten.

Gojane'den aldığım ayakkabılarım kutularıyla duruyor evde onları bile giyemedim daha.

Bu rahatlığa öye alıştım ki diğer ayakkabılarımı giymeye  üşendim.

Ama insanlar zannedecek ki bu kızın başka ayakkabısı yok  (:

O yüzden dedim ki

Pazar günümü  spor ayakkabılarımla geçireyim.

Bütün gün dolaştıktan sonra parmağımda bir ağrı,bir zonklama başladı ki sormayın gitsin.

İlk gün giydiğim spor ayakkabı sıkmıştır,yorgunluktan ağrıyodur dedim önemsemedim.

Fakat ertesi gece  parmağımdaki ağrı öyle çok şiddetlendi ki gece gözüme uyku girmedi.

Sabah soluğu hastanede aldım.

Doktor hanımcığımın deyişiyle tırnak batması olmaya başlamış ama ben çok erken farkettiğim için çekmeye gerek kalmadı.

Doktor öyle diyince bile içim bi fena oldu.

Allah korusun çektirmek gerekse nasıl dayanırdım bilemiyorum.


Hastane de ayılıp bayılırdım kesin.

Bu kadar erken farkettiğim için hem tırnağımı kurtardık hem de doktorumdan yıldızlı pekiyi aldım.

Acıdan uggları bile giymeye cesaret edemedim o yüzden bu gün ofiste horozlu terliklerimle dolaşıyorum.

Görenler terliklere kitleniyo (:

Diyeceğim o ki tırnaklarınıza törpü yaparken kenarlarını kesmemeye dikkat edin bu işlemi kuaförünüzde yaptırıyorsanız bir de mikrop kapma ihtimali var ben ondan da çok korkarım en iyisi evinizde temiz temiz kendiniz yapın.

Benzer bir konu ile ilgili sevgili  Zeynep'in yazısına da göz atabilirsiniz.

Sağlıcakla kalın diyerek bu yazıyı bitirmek pek mantıklı olur sanırım...




Brigettes Boutigue'ten Nasıl AlışVeriş Yapılır

Günaydın kuzular...

Son günlerde bloğumu çok boşladım farkındayım ama hemen telafi ediyorum.

Uzun zamandır şöyle güzel bir fondöten arayışı içindeydim. Sephora da YSL Matt Touch ve Clinique Perfectly Real fondötenleri denedim ikisini de çok sevdim.

Fakat yurtdışından %50 daha uygun fiyatlara satın alabileceğimi bildiğim için sephorada o kadar para vermeye gönlüm razı olmadı.

Çok kısa süre sonra çilekte ysl fondöten %50 indirime girdi fakat onu yakalayamadım.

Ardından bildiğim bütün siteleri bir bir inceledim.

En sonunda Brigettes botique'te Perfectly Real'i çok uygun bir fiyatla yakaladım.

Sitedeki fiyatlar gerçekten şaka gibi. Ayrıca buradan alışveriş yapan bir çok insan var ürünlerin orjinalliğiyle ilgili hiçbir sıkıntısı yok.

Fakat beni uzun süre düşündüren tek şey shipping seçimiydi.

Sitede kayıtsız posta seçeneği var ve gerçekten de uygun bir fiyata gönderim gerçekleşiyor fakat onda da paketim kaybolursa diye düşünmekten alıkoyamıyor insan kendini.

Kayıtlı gönderim için ödeyeceğim 16$'a YSL'nin şu  allığını alabileceğimi görünce kayıtsız posta seçeneğini işaretleyiverdim..

Bu arada bu allık strawberry'de indirimli olarak 45 TL...

Şu an tamamen korku içindeyim ürünlerim sağ salim elime ulaşmazsa diye fakat allaha'a emanet ettim bekliyorum.

Henüz ürünlerim elime ulaşmadığı için site ile ilgili bir yorum da yapamayacağım ama siteden alışveriş yapmak isteyenlere yardımcı olmak istedim ve Brigettes Boutique'ten yaptığım alışverişi adım adım göstermeye karar verdim.






Öncelikle sitenin en büyük eksikliği aradığımız markalara  sadece ''search''  tuşunda ulaşabiliyor olmamız.

Örneğin sitede Benefit ürünleri var fakat  Benefit ile ilgili herhangi bir ibare yok.

İlk bakışta sadece en üst kısımda yazan markaların ürünleri varmış gibi geliyor insana fakat search kısmına aramak istediğiniz bir markayı yazdığınız zaman ürünler çıkabiliyor karşınıza.




Alışveriş yapmak istediğimiz markanın ürün seçeneklerinin bulunduğu sayfayı açarak ürünleri inceliyoruz.





Ürünlerimizi seçip sepete atmak için sağ üst köşede pembe kutucuk içerisinde yer alan ''add to cart'' butonuna tıklıyoruz.







Ardından önümüze alışveriş sepetimizin görüntülendiği bu sayfa geliyor.

Bu kısımda teslimatın yapılacağı ülke ve şehir seçeneklerini işaretleyerek posta kodumuzu giriyoruz.

Son olarak Total kısmının altına yer alan Recalculate butonuna tıklayarak aşağıda yer alan sayfaya yönlendiriliyoruz.



Bu adımda ürünlerin gönderim seçenekleri çıkıyor karşımıza.

Benim sepetimde gördüğünüz gibi 2 adet bi facil var.

Bir önceki ekranda girdiğim bilgilere göre en uygun gönderim seçeneği 7.03$ ile kayıtsız posta.

Bu seçenek siz evde yokken postacı gelirse kapınızın önüne paketi bırakıp gider anlamına geliyor.

Alt sırada yer alan iki seçenekten birini  işaretlerseniz 27.81 $ ya da 31.48 $  ödeme yaparak kayıtlı gönderiyi seçmiş oluyorsunuz.

Bu iki seçenekte de  postacı paketinizi imza karşılığında teslim ediyor ve evde olmamanız durumunda kapınıza bildirim kağıdı bırakarak paketi en yakın ptt şubesine bırakıyor.



Ardından sağ alt köşede yer alan kısıma mail adresimizi ve şifremizi girerek sisteme giriş yapıyoruz.







Açılan sayfada bizden istenilen bilgileri eksiksiz bir şekilde yazıyoruz.






Son olarak ödemeyi hangi şekilde yapacağımıza karar verip,istenilen bilgileri eksiksiz bir şekilde yazıyoruz.

Bu aşamada dikkat etmemiz gereken bir durum var.

Bilgilerimizi yazarken türkçe karakter kullanmamamız gerekiyor aksi takdirde sistem hata verecektir.

Tüm bu işlemleri yaptıktan sonra siparişimizin kabul edildiğine dair bir mail alıyoruz ve ardından gönderimin yapılmasını bekliyoruz.

Dün vermiş olduğum sipariş bu gün yola çıkmış diğer arkadaşların tecrübesine dayanarak 7/10 gün arasında teslim alabileceğimi düşünüyorum.



Bir postun daha sonuna geldiğimizi üzülerek yazarken,hepinize mutlu,huzurlu,sağlık dolu günler diliyorum.




PS: Resimlerin üzerine tıklayarak yaptığım türkçe açıklamaları yakından görebilirsiniz.